Karabaş Mah. Müneccim Arif Sk. 25/1 İzmit/Kocaeli

Eksen Hukuk » Blog » İş Kazası Tazminat Davası

İş Kazası Tazminat Davası

Ülkemizde her yıl birçok iş kazası yaşanmakta ve bunun sonucunda can kaybı, maluliyet ve yaralanma meydana gelmektedir. İş kazası neticesinde can kaybının en çok yaşandığı alan inşaat sektörüdür. Bunu madencilik ve metal işleri gibi alanlar takip etmektedir.

İş sağlığı ve güvenliği konusunda önlemlerin bazen işveren bazen de işçi tarafından dikkate alınmaması, kazaların ve bu kazaların sonucundaki zararın artmasında etkili olmaktadır. Özellikle işveren kesiminin işçiler için gerekli tedbirleri almakta ihmalkâr davranması, bu kazaların “iş cinayetleri” şeklinde adlandırılır olmasına yol açmıştır.

Gerekli periyodik bakımların yapılmaması, personele yeterli eğitimin verilmemiş olması, koruyucu donanımların kullanılmaması, dikkatsiz davranılması gibi faktörler iş kazalarının ortaya çıkmasına sebep olur. Tüm bu sebepler insani, teknik ve çevresel nedenler başlıkları altında toplanabilir.

Bir kazanın iş kazası sayılabilmesi için işyerinde ya da işin yürütülmesi nedeniyle gerçekleşmiş olması ve neticesinde ölüm ya da yaralanma meydana gelmiş olması gerekir. İşçiyi ruhen özre uğratan olaylar da, bedensel bir zarar ortaya çıkmış olmasa bile, iş kazası sayılır. Çalışanın kendi kusuru sonucu meydana gelen olaylar da iş kazasıdır.

İş kazası özel hukuka, idare hukukuna ve ceza hukukuna ilişkin sonuçlar doğuran bir vakadır.

İş kazaları, hukuki sonuçları olmakla birlikte yoğun şekilde teknik detaylara da sahiptir. Zira kaza hakkındaki sorumluluğun belirlenmesi yalnızca hukuk kurallarına göre yapılamaz. Gerektiğinde yerinde inceleme yapılması ve teknik alandaki uzmanlıktan faydalanılması şarttır.

İş kazası tazminat davasında işçinin özlük dosyası temin edilip tarafların karşılıklı olarak iddia ve savunmaları tespit edildikten sonra varsa kaza olayına şahit olanların ifadelerine başvurulur. Bilirkişi ve keşif incelemesi yapıldıktan sonra kusur oranları belirlenerek ödenmesi gereken maddi ve manevi tazminat miktarları saptanır.

İş Kazası Sayılan Haller Nelerdir ? 

İş kazası 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda

sigortalının işyerinde bulunduğu sırada işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle; bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda; sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında; meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olay

şeklinde tanımlanmıştır.

Bunun yanında emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda meydana gelen bu kapsamdaki olaylar da iş kazası sayılır.

Yargıtay, işyerinde meydana gelen kalp krizi nedenli iş kazası vakasının mahkeme tarafından incelemesinde, işin ağır ve tehlikeli işlerden sayılıp sayılmadığının, kazada etkili olan faktörlerin ne kadarının işçiye, ne kadarının işyeri koşullarına bağlı olduğunun ve çalışma koşullarının kalp krizine neden olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini belirtmiştir (Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/19162 E., 2017/6768 K.).

Böyle bir olayda işverenin iş kazasının sonuçlarından sorumlu tutulabilmesi için kusurunun kanıtlanmış olması gerekir. Bu da mevzuatın öngördüğü önlemlerin alınıp alınmadığının tespitini zorunlu kılar. Bu doğrultuda tarafların kusur oranları bilirkişilerce belirlenir. Yine bunun gibi işyerinde intihar vakasında da işverenin kusurunun olup olmadığının belirlenmesi, sonuçlarından sorumlu tutulabilmesi açısından gereklidir. Eğer iş kazası olarak değerlendirilmesi mümkün değilse ve şartları da mevcutsa “mobbing”den söz edilebilir.

İş kazalarının farklı kaynaklardan ortaya çıkan sebepleri vardır. Bunlar işçinin dikkatsiz davranması, bakımı yapılmamış ya da eskiyip bozulmuş malzeme ve ekipman kullanılması, işverenin mevzuata aykırı talimatları, işçinin fazla mesailerle çalıştırılması, işçilerin ciddiyetsiz davranması gibi hususlardır. İş kazası sonucunda işçinin vücudunda kesik, yanma, burkulma, zorlanma, batma, ezilme gibi zararlar ortaya çıkar ve tüm bunların neticesinde de hafif yaralanma, ağır yaralanma, uzuv kaybı ve ölüm meydana gelir.

İş Kazası Davalarına Genel Bir Bakış 

İş kazasıyla birlikte kapsamlı bir hukuki süreç başlar. Yaşanan kazanın sorumlularının belirlenebilmesi amacıyla ceza soruşturmasının yapılabilmesi için kolluk kuvvetleri durumdan haberdar edilmelidir. Bunun neticesinde savcılık tarafından inceleme yapılır ve gerekli durumlarda ceza davası açılır.

İş kazası yaşayan işçi, maddi zararının karşılanması ve işverenin manevi tazminat ödemeye mahkûm edilmesi için iş mahkemesinde iş kazası tazminat davası açar. Tüm bunların yanında kaza geçiren işçiye Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından gerekli sosyal yardımlar yapılır, Kurum da kazada kusuru olanlara karşı bu ödediği rakam kadar rücu davası açar.

İş kazası işveren tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilir. Fakat bazı durumlarda yaşanan olay Kurum tarafından iş kazası olarak değerlendirilmez. Bu halde işçinin yapması gereken kazanın meydana geldiği tarihten itibaren on yıllık zamanaşımı süresi içinde iş kazasının tespiti davası açmaktır. Bu davayı kazanan işçiye maluliyeti halinde düzenli gelir bağlanır.

İş kazası neticesinde ortaya çıkacak davalar bunlardır.

İş Kazası Tazminat Davası Nasıl Açılır ?  

İş kazası tazminat davası, iş mahkemesinde açılır. İş Kanunu’na göre iş mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir (7036 sK.).

İş kazası davası dilekçesi yazılırken, işçinin işverene ait işyerinde hangi dönemlerde hangi görevde çalıştığı belirtilmeli, iş kazasının nasıl meydana geldiği ve işveren tarafından Kurum’a bildirilip bildirilmediği izah edilmelidir. Eğer dava açılmadan önce işverene ihtarname gönderilerek zararın tazmini talep edildiyse bunun da bir örneği dosyaya sunulmalı, elde bulunmuyorsa ilgili noterden celbi istenmelidir.

Dilekçede, meydana gelen kaza tüm detaylarıyla anlatılmalı, işverenin sorumluluğunu doğurabilecek noktalar özellikle vurgulanmalıdır. Kazaya tanık olan kimseler varsa bunların isimleri bildirilmeli, davanın aydınlatılmasında beyanlarından yararlanılacağından bahsedilmelidir.

Talep edilen maddi ve manevi tazminat açıkça belirtilmelidir. SGK kayıtları, kaza tespit tutanakları, bilirkişi ve keşif incelemesi ve tanık beyanları delil olarak gösterilmelidir. Tüm bunların yanında tedavi amaçlı masraflar da yapıldıysa bunlar da sunulmalı ya da ilgili sağlık kuruluşundan celp edilmesi talep edilmelidir.

Mahkeme tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile varsa tanıkların beyanlarını birlikte değerlendirdikten sonra kusur oranlarının ve teknik hususların belirlenmesi için dosyayı bilirkişi incelemesinden geçirecektir. Bilirkişiler, olayın konusuna göre makine mühendisi, inşaat mühendisi, trafik bilirkişisi veya iş güvenliği uzmanı vb. olabilirler. Raporun ve gerekli görülürse keşfin ardından karar verilir. İşverenin ve işçinin karşılıklı kusurları oranında davadaki talepler kısmen ya da tamamen kabul veya reddedilir.

İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları arabuluculuk dava şartına tabi değildir.

İş Kazası Tazminat Davası Ne Kadar Sürer ?

Davanın ne kadar süreceğini, tanıkların dinlenmesi, keşfin yapılması, kurumlardan gelecek belgelerin toplanması ve bilirkişi raporunun hazırlanması gibi hususlar belirler. Her bir delilin zamanında toplanması sürecin uzamaması adına önemlidir. Bir iş kazası tazminat davasının yaklaşık 2 yıl sürdüğünü söyleyebiliriz.

Eğer iş kazasının tespiti davası açılmışsa bu dava bekletici mesele yapılır.

Uzman bir işçi avukatı, sadece sürenin uzamaması için değil aynı zamanda tanıkların dinletilmesi ve aleyhe olan beyanları hakkında itirazların sunulması, bilirkişi raporunun denetimi gibi konularda da yardımcı olmaktadır.

İş Kazası Tazminat Davasında Zamanaşımı 

Ölümlü ve yaralanmalı iş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talepleri, iş kazasının üzerinden on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar (Türk Borçlar Kanunu m.146). Genel kural gereği kaza sonucunda bir ceza davası açılmış ve bu davanın açılmasına sebep olan suçla ilgili olarak bu on yıllık süreden daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörülmüşse, tazminat talepleri hakkında artık bu süre uygulanır. Bu hüküm özellikle taksirle öldürme ve taksirle yaralama suçlarında uygulama alanı bulur.

Maddi ve Manevi Tazminat Davalarında Talepler 

İş kazası tazminat davasında işçinin sonuca yönelik talebi, maddi tazminat ve manevi tazminatın işverenden alınarak kendisine verilmesine karar verilmesidir. İş kazası sonucu vefat eden işçinin mirasçılarının da aynı taleplerde bulunması mümkündür. Maddi tazminatın tespitinde işgücünün azalması nedeniyle uğranılacak kayıplar, tedavi giderleri, çalışılamayan sürede maruz kalınan zarar ve sürekli işgöremezlik durumunda maluliyet oranında belirlenecek bedel dikkate alınır. Manevi tazminat ise kusur oranlarına ve işçinin iş kazası nedeniyle uğradığı üzüntü ve korku yoğunluğuna göre saptanır.

Davacı davasını ispat etmek amacıyla deliller ileri sürer. Bu kapsamda iş kazasının meydana geldiği yerin hakim ve bilirkişilerce bizzat incelenmesi amacıyla keşif yapılması talep edilmelidir.

Sigortasız İşçinin İş Kazası Geçirmesi

İşçinin sigortasını yapmak ve meydana gelen iş kazasını SGK’ya bildirmek işverenin sorumluluğundadır. İşçinin sigortasının yapılmamış veya iş kazasının Kurum’a bildirilmemiş olması olayın hukuki niteliğini değiştirmez; kaza yine iş kazası olarak değerlendirilir.

Sigortasız işçinin yapması gereken işverene ve SGK’ya karşı hizmet tespiti davası açarak geçmiş döneme yönelik sigortalılığını tespit ettirmektir. Bu davanın kesinleşmesi ile artık işçi maddi ve manevi tazminat ile sosyal güvence ödemesi talebinde bulunabilir.

Salgın Hastalık İş Kazası Sayılır Mı? 

Sosyal Güvenlik Kurumu 07.05.2020 tarihli genelgesi ile işverenlere COVID-19 virüsünün iş kazası ve meslek hastalığı şeklinde bildirilmemesi gerektiğini tebliğ etmiştir. Fakat mahkemeler delilleri serbestçe takdir ettiğinden, meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı ile iş arasında neden-sonuç ilişkisi bulunması durumunda salgın hastalığın da iş kazası sayılması mümkün olacaktır.

Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşabilirsiniz !

Yorum Bırakın

Logo
0 262 331 07 59
Pandemi döneminde alanında uzman avukatlarımız ile online danışmanlık sürecini hemen planlayabilir, yanıtını merak ettiğiniz sorulara 7/24 ulaşabilirsiniz.
This is default text for notification bar