İtirazın iptali davası, İcra İflas Kanunu’nda ilamsız takip kısmında düzenlenmiştir. İlamsız takipte kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlu çeşitli nedenlerden dolayı söz konusu borçla yükümlü olmadığını düşünüyorsa icra dosyasına yazılı bir itiraz sunar. Buna borca itiraz denir. Borçlunun basit bir itirazı takibi durdurur ve haciz ile satış işlemlerini engeller.
İlamsız takip, mahkeme kararı veya senet gibi hususi herhangi bir dayanağa ihtiyaç duyulmayan takip çeşididir. Sözleşme ya da fatura örneği ile ilamsız icra takibi başlatılabilir. Alacaklıya sağlanan bu kolaylık karşısında borçlu da gerekçe göstermek zorunda kalmaksızın takibi durdurma imkanına sahiptir. İtiraz borçlunun borçtan kurtulması ya da takibin ilelebet durması anlamına gelmez; haksız itiraz borçlu için olumsuz sonuçlara yol açabileceği gibi alacaklı da mahkeme önünde haklılığını ispat ederek takibe ve diğer icrai işlemlere devam edebilir.
İtirazın iptali davasının yargılaması genel hükümler uyarınca yapılır. Borçlu davaya cevap dilekçesinde, borca itiraz dilekçesinde belirttiği sebepler haricinde yeni sebepler de ileri sürebilir.
Uzman avukatlarımız ile icra hukuku alanındaki bu dava sürecine ilişkin tüm detayları profesyonel bir şekilde takip etmekteyiz.
İtirazın İptali Nedir ?
Borçlu, hakkındaki ilamsız icra takibine itiraz ettiğinde takip durur. İtiraz borca, ödeme emrine, faize ve yetkiye karşı yapılabilir. Alacaklı eğer takibe devam ederek alacağını tahsil etmek istiyorsa borçlunun bu itirazını hükümsüz kılmak zorundadır. Bunu yapmanın tek yolu ise dava açmaktır.
İlamsız takipte borca itiraz mümkündür. Belgeye dayandırılan alacağın konu edildiği ilamlı takiplerde ise icra emrindeki borca itiraz edilemez; yalnızca borcun ödendiği, zamanaşımına uğradığı ya da ertelenmiş olduğu yönünde itiraz ileri sürülebilir. Mahkeme ilamları, tüketici hakem heyeti kararları, tahkim kararları ve Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca düzenlenen uzlaştırma raporları gibi resmi nitelik taşıyan belgeler ilamlı icraya konu edilebilir. İlamlı icra takipleri için icranın geri bırakılması (tehir-i icra) da mümkündür.
İtirazın iptali, borçlunun takibe itirazını ortadan kaldırmak için mahkemeden alınması gereken kararı ifade eder. Borçlunun borçlu olduğuna ve alacaklıya ödeme yapmasına sadece mahkeme karar verebilir. Doktrinde itirazın iptali davasının eda davası değil tespit davası olduğu yönünde görüşler de mevcuttur. Yargıtay ise güncel kararlarında itirazın iptali davası neticesinde verilecek kararın tespit hükmü olduğunu belirtmektedir. Bu ayrımın önemi bilhassa dava dilekçesindeki talep kısmında ortaya çıkar.
Alacaklı borçlu tarafından yapılan itirazın giderilmesi için ister itirazın iptali davası isterse itirazın kaldırılması davası açar. İtirazın kaldırılması davası icra mahkemesinde açılır. Fakat burada önemli bir detay vardır. İtirazın kaldırılması davasının açılabilmesi için alacaklının elinde İİK m.68’de sayılan ilam mahiyetini haiz belgelerden biri olmalıdır. Elinde bu nitelikte bir belge olmayan alacaklının önündeki tek yol itirazın iptali davası açmaktır. İlam mevcutsa itirazın iptali davası da açılabilir.
İtirazın iptali davası, borçlunun gecikmiş itirazından da farklıdır. Borçlu kusuru olmaksızın itiraz süresini kaçırdıysa borca itirazını icra hukuk mahkemesine yapabilir. Borçlunun mazeretinin kabul edilebilmesi için gecikmeye sebep olan nedenin borçludan kaynaklanmıyor olması gerekir. İtirazın mahkemece kabulü halinde süresinde yapılmış itirazın sonuçlarına ilişkin kurallar uygulanır. Mahkemeye başvurulurken mazeretin de varsa belgeleriyle beraber sunulması gerekir.
İtirazın İptali Davası Nasıl Açılır ?
İtirazın iptali davası asliye hukuk mahkemesine hitaben yazılacak bir dilekçeyle açılır. Dava dilekçesinde borçlu ile kurulan borç ilişkisinin nedeninden bahsedilmeli, dava konusu icra dosyası delil gösterilmelidir. Talep kısmında itirazın haksızlığının tespiti ile iptaline karar verilmesi talep edilmelidir.
Davada davalı tarafın takibe itirazının haksız ve hukuka aykırı olduğundan ve borcun tahsilinin önlenmesi amacıyla yapıldığından bahsedilmeli ve buna ilişkin sözleşme, taahhütname, fatura gibi ispat vasıtaları sunulmalıdır. Yine tüm çekişmeli davalarda olduğu üzere yargılama masraflarının karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep edilmelidir.
İtirazın iptali davasında bir başka önemli husus ise icra inkar tazminatıdır. İcra inkar tazminatı, borca haksız yere itiraz eden borçlu aleyhine kararlaştırılır ve alacağına kavuşmakta gecikme yaşayan alacaklının zararının belli oranda giderilmesine yarar. İtirazın iptali davasını açarken muhakkak icra inkar tazminatı da talep edilmelidir. Talep olmadığı sürece bu konuda hakim kendiliğinden karar veremez. İcra inkar tazminatının miktarı kabul edilen kısmın yüzde yirmisinden az olmamak üzere belirlenir. Alacaklı da bu yönde bir tazminatı ödemeye mecbur kalabilir. Bunun için alacaklının takibinde haksız ve kötü niyetli görülmesi gerekir. Burada miktarların belirlenmesinde takip tarihindeki miktar dikkate alınır.
İtirazın İptali Davasında Zamanaşımı
İtirazın iptali davasında zamanaşımı, İİK m.67’ye göre belirlenir. Buna göre takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bir yıllık zamanaşımı süresi alacaklı için, itiraz kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren hesaplanır. Borçlunun itirazı alacaklıya tebliğ edilmedikçe bu süre işlemeye başlamaz. Fakat bu tebligat yapılmadan alacaklının dava açmasına da bir engel yoktur.
Bir yıllık süreyi kaçıran alacaklı itirazın iptali davasını açamaz ve başlatmış olduğu icra takibine de devam edemez. Fakat alacaklının elinde halen bir imkan vardır; alacağını genel hükümlere göre dava etmek. Yani alacaklı elinde varsa belgeleri ile birlikte mahkemede ileri sürerek hakkını ispat edebilir. Bunu da her türlü yasal delil ile birlikte yapabilir.
İtirazın İptali Davasında Görevli Mahkeme
İtirazın iptali davasında görevli mahkeme İİK m.67 gereğince asliye hukuk mahkemesidir.
İcra takibi ticari bir ilişkiden kaynaklanıyor ise dava ticaret mahkemesinde görülür. İtirazın iptali ticari davalar kapsamında kalıyorsa ayrıca dava açılmadan önce ticari uyuşmazlıklarda arabulucu başvurusunun yapılması da şarttır.
Tüketici hakem heyetine başvuru zorunluluğu teşkil eden miktar dahilindeki uyuşmazlıklarda, taraflar isterlerse hakem heyetine başvuruda bulunmaksızın ilamsız takip yapabilir, takibe itiraz halinde ise icra takibinin devamını sağlamak için itirazın iptali davasını tüketici mahkemelerinde açabilirler.
İcra İnkar Tazminatı Nedir ?
İlamsız icra takibi borçlunun itirazıyla kendiliğinden durur. Alacaklı bu durumu değiştirmek için itirazın iptali davası açmalıdır. İtirazın iptali neticesinde mahkeme borçlunun haksız yere itiraz ettiğini tespit ederse alacaklının da talebi varsa uygun bir tazminata hükmeder. Aynı kural, takibinde kötü niyetli olması koşuluyla alacaklı için de geçerlidir.
Borçlunun itiraz etmekte haksız olduğunun tespitinin en önemli koşulu alacağın belirlenebilir olup olmamasıdır. Belirli bir borç için borçlu sırf borcunu ödemeyi ertelemek amacıyla itirazda bulunuyorsa icra inkar tazminatına mahkum edilir.
İcra inkar tazminatı klasik anlamda bir tazminat sayılmaz. Çünkü bu tazminata hükmedilmesi için alacaklının bir zarara uğramış olması şart değildir. Alacaklının, alacağına beklenenden daha geç ulaşmış olması nedeniyle uğradığı zarar ise itirazın iptali davasının ve icra inkar tazminatının inceleme alanının dışındadır. Tazminata hükmedilmesi için zarar şartının aranmamasını, ecrimisil davası kapsamındaki haksız işgal tazminatına benzetebiliriz.
İcra inkar tazminatı hakkında, dava sonunda karar verilen miktar üzerinden hesaplama yapılır.
İtirazın İptali Davasında Emsal Yargıtay Kararları
• Davacı vekili; 01.09.2011 tarihli kira sözleşmesi gereğince 2015 yılı Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarına ait kira borçlarının doğduğu ve akabinde sözleşmeye aykırı hareket edilerek taşınmazın tahliye edildiğini, davalının bahse konu kira sözleşmesinde müteselsil kefil olduğunu, kira sözleşmesinin 5 yıl süreli olup davalının da doğmuş olan kira alacaklarından sorumluluğunun olduğunu, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, Mahkemece, davanın görev nedeniyle reddine karar verilmiş, karar davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı tarafından kira alacağının tahsili amacıyla İİK 269/c vd. maddeleri gereğince icra takibi yapılmıştır. Kefil borçlunun itirazı üzerine itirazın hükümden düşülmesi ve alacağın tahsili amacıyla İcra Mahkemesine dava açılmıştır. Borca itiraz üzerine alacaklının İİK 269/c maddesine göre icra mahkemesinde itirazın kaldırılmasını istemeye hakkı olduğu gibi genel hükümler uyarınca genel mahkemelerde itirazın iptalini de talep edebilir. Burada alacaklının tercih hakkı vardır. Alacaklı davacı tercihini icra mahkemesinde kullandığına göre davanın itirazın kaldırılması davası olarak değerlendirilmesi gerekir. İcra mahkemesinde açılan bu tür davalarda, alacaklı tarafın itirazın kaldırılması yerine itirazın iptali ifadesini kullanmış olması sonuca etkili değildir. Borca itiraz üzerine alacaklı icra mahkemesinde itirazın kaldırılması yolunu tercih ettiğine göre, itirazın kaldırılması yerine itirazın iptali ifadesini kullanmış olması sonuca etkili değildir. Davanın itirazın kaldırılması davası olduğu gözetilerek işin esası incelenmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken tensiben görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/3826 E., 2017/11904 K.)
• İşçilik alacaklarıyla ilgili olarak yapılmış olan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında yargılama ve icra inkar tazminatına karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. İtirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz. Yargılama sonunda icra takibine itirazın kıdeme ya da tamamen iptali ile takibin devamına ya da davanın reddine dair karar verilmelidir. İtirazın iptali davasında dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması mümkün olup, arttırılan kısım yönünden tahsil davası olarak hüküm kurulmalıdır. Davaya konu miktarın ıslah yoluyla arttırılması itirazın iptali davasının niteliğini değiştirmez ve tamamını tahsil davasına dönüştürmez. İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Yasada gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilir. İcra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkar tazminatı ödemekle yükümlüdür. Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/26765 E., 2020/11925 K.)
• 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 20. maddesine göre icra takibinde takipten sonra işleyecek faizler, harcın hesabında nazara alınmaz. Bunun karşı anlamı ise talep edilen takibe kadar işlemiş olan faizin harca tabi olduğudur. Bu durumda icra dosyasında alınacak harç miktarı da asıl alacak ve takibe kadar işlemiş faiz miktarının toplamına göre belirlenmelidir. Bu talepler itirazın iptali davasına konu olursa icra dosyasında yatırılan peşin nispi harcın mahsubu istenerek kalanı yatırılmak suretiyle dava açılabilecektir. Harçlar Kanunu 21. maddede sözü edilen tarifede, mahkemeye açılan davada konusu belli bir değerle ilgili davalarda dava konusu miktarda üzerinden harç alınacağı belirtilmiş olup bunun sonucu olarak miktarı belirtilerek işlemiş faiz istenmemiş olsa da dava tarihinden daha önceki bir tarihten başlamak üzere faiz uygulanması talep edilmiş ise bu talep nedeniyle harç alınmayacaktır. İtirazın iptali davası ise icra takibine bağlı dava olduğu için alınacak peşin harç konusunda 20 ve 21. maddenin birlikte değerlendirilmesi gerektiğinden dava konusu edilen ve icra takibinde harç yatırılması gereken işlemiş faiz miktarının da peşin nispi harca tabi olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu durumda itirazın iptali davasında asıl alacak miktarına göre harç yatırılmış ise sadece bu miktar için dava açılmış olduğu anlaşılmalıdır. Harç yatırılan miktara rağmen işlemiş faiz veya asıl alacak yönünden bir ayırım yapılmaksızın itirazın iptali ve takibin devamı istenmiş olsa bile bu talebin harcı yatırılarak dava açılmış olan asıl alacak miktarıyla sınırlı bir talep olduğu kabul edilmelidir. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2015/5290 E., 2016/262 K.)
İtirazın iptali davası hangi durumlarda açılır ?
İlamsız icra takibine itiraz durumunda alacaklının takip işlemlerini devam ettirebilmesi için itirazın iptali davası açılır. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değil (örneğin süresinde yapılmamış) ise alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yarar yoktur.
İtirazın iptali kararının kesinleşmesi gerekir mi ?
İtirazın iptali yönünde verilen karar, icra edilebilmesi için kesinleşmesi gereken kararlardan değildir. Bu nedenle kararın kesinleşmesi beklenmeden icra edilmesi mümkündür. Mahkemenin gerekçeli kararı icra dosyasına sunularak takibe ilişkin işlemlere devam edilmesi talep edilmelidir.
İtirazın iptali davası hangi yargılama usulüne tabidir ?
İtirazın iptali davası basit yargılama usulüne tabidir. Dava genel hükümlere göre yürütülür.
İtirazın iptali davası kaç gün içerisinde açılır ?
İtirazın iptali davası itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılmalıdır.
İtirazın iptali davası ne kadar sürer ?
İtirazın iptali davasının ortalama bir yıldan uzun sürdüğünü söyleyebiliriz. 2021 yılında Ankara’da açılan ticari nitelikli bir itirazın iptali davası için hedef süre 550 gün olarak belirlenmiştir.
İtirazın iptali davasında arabuluculuk zorunlu mudur ?
Ticari uyuşmazlıklarda ve tüketici hukuku kapsamında giren konulardaki itirazın iptali davalarında arabuluculuk zorunludur.
İtirazın iptali davasında dava değeri nasıl belirlenir ?
İtirazın iptali davasında dava değerinin belirlenmesinde takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
İtirazın iptali davasında borçlu itiraz sebepleriyle bağlı mıdır ?
Borçlu, itirazın iptali davasına vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği sebeplerle bağlı değildir; mahkemede yani itirazlarda bulunabilir.