Karabaş Mah. Müneccim Arif Sk. 25/1 İzmit/Kocaeli

Eksen Hukuk » Blog » Resmi Belgede Sahtecilik

Resmi Belgede Sahtecilik

Belgede sahtecilik suçları çeşitlidir. Kanun, belge üzerinde sahtecilik yapılmasını, belgenin yok edilmesini, bozulması veya gizlenmesini, belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunulmasını, sahtecilik fiilinin özel belge üzerinde işlenmesini ve yine özel belgenin yok edilmesi, bozulması veya gizlenmesini farklı şekillerde tanımlar. Bunların yanında, daha önceden malvarlığına karşı suç olarak değerlendirilen açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçu da belgede sahtecilik suçlarındandır.

Resmi belgede sahtecilik suçu diğer suç tipleriyle de bağlantılıdır ve beraber de ortaya çıkabilmektedir. Örneğin; sahte mezuniyet belgesi kullanarak kamu görevine atanan ve maaş alan bir kimsenin fiili hem kullandığı belge nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçunu, hem de aldığı maaş dolayısıyla kamu zararına neden olduğu için dolandırıcılık suçunu oluşturur. Bu durumda kişi her iki fiilinden ayrı ayrı cezalandırılır.

Özel belgede sahtecilik suçu da resmi belgede sahtecilik suçu ile birlikte işlenebilir. Örneğin geçerli bir lisans üzerinde gerçeğe aykırı değişiklik yaparak bunu bir de yapacağı kira sözleşmesinde kullanan kişi, her iki suçu da işlemiş olur.

Resmi belgede sahtecilik suçu, Ceza Kanunumuzun kamu güvenine karşı suçlar bölümünde, belgede sahtecilik suçları başlığı altında yer almaktadır. 

Belge kavramı sadece yazılı evrak olarak tanımlanmaz; geniş anlamda yazı, fotoğraf ya da herhangi bir doküman da belge olarak değerlendirilir. Bu belgelerden herhangi biri üzerinde gerçekleştirilecek sahtecilik fiili, suçun oluşmasına sebep olur.

Resmi nitelik taşıyan herhangi bir belgedeki sahtecilik, suç olarak hukuki sonuç doğuracaktır. Örneğin tasdikli noter evrakı üzerinde kendisi lehine sonuç doğuracak şekilde değişiklik yapan noter görevlisinin fiili veya girdiği ihalenin şartnamesinde istenen belgeleri sunarken bunlar üzerinde gerçeğe aykırı beyanlarda bulunan müteahhidin fiili bu suçu oluşturur.

Bu gibi fiiller, adli makamlar tarafından haber alındığında re’sen soruşturulacağı gibi, mağdurlarının şikayeti üzerine de soruşturma yürütülmesi mümkündür. Resmi belgede sahtecilik suç duyurusunun yapılmasında ve davaya katılarak davanın savunma ya da iddia kısmında bulunulmasında da sürecin nasıl ilerlediği hakkında tecrübe sahibi olan Eksen Hukuk Bürosu avukatları hukuki yardımlarıyla en iyi sonucun alınmasını sağlamaktadır.

Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Unsurları  

Resmi belgede sahtecilik suçundan bahsedebilmek için bir kere resmi makamlar veya görevlilerce düzenlenmiş bir belgenin varlığı gereklidir. Bir kamu görevlisinin görevi gereği düzenlediği belge resmi bir belgedir. Resmi olmaktan anlaşılması gereken, belgenin kamu görevi uyarınca düzenlenmiş olmasıdır. Kanun resmi belgenin ne olduğunu tanımlamamış, içeriğinin doldurulmasını mahkeme kararlarına ve bilimsel çalışmalara bırakmıştır.

Mahkemede görevli bir memurun düzenlediği duruşma tutanağı, bir lisenin disiplin kuruluna ait karar belgesi resmi nitelik taşıyan belgelerdir. Bunların yanında ticari hayatta kullanılan bono, çek ve poliçe gibi kambiyo senetleri de resmi makamlar tarafından düzenlenmiş olmamalarına rağmen sahtecilik suçları bakımından resmi belge olarak işlem görür ve bunlar üzerindeki sahtecilik fiilleri de ceza hukuku anlamında suç olarak kabul edilir.

Resmi bir belgenin üzerindeki her değişiklik veya tahrifatın sahtecilik suçunu oluşturmayacağı belirtilmelidir. Burada önemli olan husus, resmi belge üzerinde gerçekleştirilen sahtelik olgusunun aldatma yeteneğine sahip olmasıdır. Aldatıcı olma, sahteliğin önemli bir şartıdır. Aldatıcılık mevcut olmadığı sürece sahtelikten de bahsedilemez. Eğer belgedeki sahteliğin ilk bakışta herkes tarafından anlaşılması mümkünse sahteliğin ve dolayısıyla da suçun var olduğu iddia edilemez.

Sahtecilik fiilleri, bir menfaat elde etmek amacıyla gerçekleştirilir. Resmi bir belge üzerinde sahtecilik fiilini gerçekleştiren kişi bununla kendisine ya da bir başkasına bir çıkar sağlamak amacındadır.

Menfaat konusu sahtecilik suçu açısından değerlendirildiğinde bir zararın ortaya çıkması imkanı ya da ihtimali şart değildir. Bir zarar ya da zarar ihtimali meydana gelmese de resmi belgedeki sahtecilik fiilinin işlenmesiyle suç oluşur.

Resmi belgede sahtecilik suçu sivil kişiler tarafından ve kamu görevlileri tarafından işlenebilir. Bu ikisi arasında suçun işleniş şekilleri açısından bazı farklar mevcuttur.

Sivil kişiler mevcut olmayan bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyebilir ki buna taklit de denilmektedir. Yine gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirebilirler ya da düzenlenmiş sahte resmi belgeyi kullanabilirler. Görüldüğü gibi resmi belge düzenleme yetkisi olmayan sivil kişiler resmi belgede sahtecilik suçunu genelde taklit yoluyla suçta kullanmaktadır.

Bu suçun kamu görevlileri tarafından işlenmesi ise resmi bir belgeyi sahte olarak düzenlemek veya değiştirmek, gerçeğe aykırı şekilde belge düzenlemek ve bu belgeyi kullanmak şekillerinde gerçekleşebilir.

Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Cezası   

Türk Ceza Kanununun 204. maddesine göre bir resmi belgenin sahte olarak düzenlenmesi, gerçek bir resmi belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi ve sahte resmi belgenin kullanılması fillerinin cezası iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır. Suç kamu görevlisi tarafından işlenmişse yaptırım üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasıdır.

Sivil kişi sahtecilik fiilini hukuki ilişkiden doğan alacağının tahsili için gerçekleştirmişse ceza indirilir. Kamu görevlisinin, üzerinde sahtecilik fiilini gerçekleştirdiği belge aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli belgelerden ise ceza artırılır.

Resmi Belgede Sahtecilik Suçunda Zamanaşımı   

Resmi belgede sahtecilik suçunda dava zamanaşımı 8 yıldır. Suçun daha ağır cezayı gerektiren halinde ise zamanaşımı 15 yıl olarak belirlenmiştir.

Burada sahtecilik fiilinin mağduru açısından bir noktaya temas etmekte fayda vardır. Suçtan zarar gören kimse dava zamanaşımı dolsa dahi, eğer özel hukuk kuralları daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörüyorsa hukuk mahkemelerinde dava açarak alacağının tahsiline karar verilmesini talep edebilir. Yani suçtan dolayı suçun failinin cezalandırılması ihtimali kalmış olmasa bile alacak takibi yoluna gidilebilir. Bu yüzden ceza hukuku ve özel hukuk zamanaşımı sürelerine dikkat etmek gereklidir.

Resmi belgede sahtecilik suçu paraya çevrilir mi ?

Resmi belgede sahtecilik suçu için yaptırım olarak Kanunda hapis cezası öngörülmüştür. Hapis cezası hakim tarafından bazı şartların varlığı halinde adli para cezasına çevrilebilir. Bunun için ise cezanın kısa süreli hapis cezası olması şartı getirilmiştir. Kısa süreli hapis cezası Kanunda bir yıl veya daha az süreli ceza olarak tanımlanmıştır.

Resmi belgede sahtecilik suçunun temel şeklinin alt sınırı iki yıldır. Bu durumda resmi belgede sahtecilik suçunun paraya çevrilmesi mümkün değildir. Bu suça benzeyen özel belgede sahtecilik suçunda ise ceza bir yıl ve altında belirlendiği için para cezasına çevrilmesi mümkündür.

Resmi belgede sahtecilik suçunda etkin pişmanlık kullanılır mı ?   

Etkin pişmanlık işlediği suçtan pişman olan kimsenin, meydana gelmiş olan suçun olumsuz etkilerini gidermesidir. Etkin pişmanlık suç işlendikten sonra ortaya çıkar. Suç artık meydana gelmiştir, fakat suçun etkilerinin ortadan kaldırılması ya da azaltılması mümkün ise etkin pişmanlığın ortaya çıkmasından söz edilebilir.

Etkin pişmanlık salt vicdanen rahatsız olma durumu değil, bunun yanında suçun mağdurdaki ve diğer suçtan zarar görenlerdeki olumsuz sonuçlarının da ortadan kaldırılması için somut adımlar atmaktır.

Etkin pişmanlık her suç için düzenlenmiş bir hukuki kurum değildir. Bir suçta etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için o suç açısından özel düzenleme yapılmış olması gerekir. Resmi belgede sahtecilik suçunda etkin pişmanlık hükümleri düzenlenmiş değildir. Bu nedenle bu suç açısından etkin pişmanlık hükümleri uygulanamaz.

Örneğin; sahte tahsilat makbuzu düzenleyerek kamu zararına sebep olan memur, bu zararı giderse dahi hakkında cezaya hükmolunur. Suç işlendikten sonra failin, zararı veya zarar ihtimalini giderme çabası cezalandırılmasına engel olmaz. Fakat böyle bir çaba, hakim tarafından cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesi aşamasında dikkate alınabilir.

Resmi belgede sahtecilik suçu ertelenir mi ?   

Resmi belgede sahtecilik suçu için Kanunda öngörülen yaptırımın hapis cezası olduğunu belirtmiştik. Bir hapis cezası hakkında, seçenek yaptırım olan erteleme kararının verilebilmesi için cezanın kısa süreli olması yani iki yıl veya daha az süreli ceza verilmiş olması gerekir. Resmi belgede sahtecilik suçunda hapis cezasının ertelenmesi ise mümkündür. Yine ertelemeye benzeyen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı da bu suçta uygulama alanı bulur.

Suçun gerçekleşmiş olduğu durumlarda dahi ceza avukatı tarafından mahkemede yapılacak savunmanın cezanın tayininde önemli yeri vardır. Sanığın alacağı ceza indirimleri, hapis cezasını farklı ve kendisi açısından daha hafif yöntemlerle geçirmesini sağlayabilir. Bu ihtimal de bir profesyonelin yapacağı savunma ile artacaktır.

Resmi Belgede Sahtecilik Suçu ile İlgili Yargıtay Kararları

Suç tarihinde doktor olarak görev yapan sanıkların, muhakkik raporunda tespiti yapılan şahısların muayene olmadıkları halde muayene edilmiş gibi reçete düzenleyip katılanı zarara uğrattıkları, bu nedenle görevlerinin gereklerine aykırı hareket ettiklerinin iddia edilmesi karşısında, eylemlerinin sübutu halinde zincirleme şekilde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ile kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçlarını oluşturabileceği anlaşılmakla; 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 12. maddesi uyarınca bu suçlar yönünden eylemleri nitelendirme ve kanıtları değerlendirme görevinin Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilip görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması, bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/226 E. , 2020/683 K.).

Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanığın, diğer sanık yerine Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavına girerek “cevap anahtarını” doldurup imzaladığı, salon görevlileri tarafından soruların cevaplandırılmasından sonra durumun fark edildiği iddiasıyla resmi belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasında; dosyada mevcut 09/08/2014 tarihli tutanak içeriğinde; Motorlu Taşıt Sürücü Adayları sınavına girecek olan adayların yerine başka şahısların girebileceği bilgisinin alınması üzerine, okul bina görevlileri ile irtibata geçilerek adayların kimlik kontrollerinin daha dikkatli yapılması konusunda uyarıldıkları, görevli salon sorumlularının kontrolleri sırasında, … isimli adayın sınav giriş belgesi ve kimlik kontrolünde gerçek aday olmadığından şüphelenildiği, sınav bitiş saati olan 12.00’a kadar beklenildiği, sınav sonunda şahıs ile yapılan mülakatta başkasının yerine sınava girdiğinin tespit edildiğinin belirtildiği dikkate alındığında; olayın sınav esnasında mı yoksa cevap kağıdının doldurulup salon başkanına tesliminden sonra mı ortaya çıktığının tam olarak anlaşılamaması karşısında; dosya arasında bulunan 09/08/2014 tarihli Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Sınav Cevap Kağıdının doldurulduğu ve salon görevlileri tarafından imzalandığı da gözetilerek, öncelikle salon görevlisi tutanak tanıkları dinlenerek bu durumun açığa kavuşturulması ve olayın sanığın “Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Salon Aday Yoklama Listesini” imzalayıp “Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Sınav Cevap Kağıdını” doldurmaya başladıktan sonra ancak salon görevlisine teslim etmesinden önce anlaşılması halinde, teslim edilen sınav cevap kağıdı belgesinin baştan itibaren görevlilerce içeriği itibarıyla sahte olduğunun bilinmesi nedeniyle hukuki sonuç doğurmaya elverişli bulunmadığı, ancak sanığın gerçek kimlik ve sınava giriş belgesinde hiçbir tahrifat yapmadan “Salon Aday Yoklama Listesini” diğer sanık adına olarak imzalamış olması halinde eyleminin TCK’nin 206. maddesindeki resmi belgenin düzenlenmesi sırasında memura yalan beyanda bulunma suçunu oluşturacağı, olayın cevap kağıdının doldurularak sınav salonunda görevli olan salon başkanı ve sınav gözetmenine teslim edilip bu kişiler tarafından imzalanmasından sonra tespit edilmesi halinde ise, eylemin TCK’nin 204/1. maddesindeki resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı, aksi halde suçun oluşmayacağı gözetilmeden, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/1969 E., 2020/3380 K.).

Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşabilirsiniz !

Yorum Bırakın

Logo
0 262 331 07 59
Farklı alanlarda uzmanlaşan avukatlarımız ile online danışmanlık sürecini hemen planlayabilir, yanıtını merak ettiğiniz sorulara 7/24 ulaşabilirsiniz.
This is default text for notification bar