Kelime anlamı olarak kovuşturma suçlu olduğu ileri sürülen biri için gerekli araştırma ve soruşturmayı yapmak; takip etmektir. Bu kavram hukuk sistemimizde ceza ve disiplin alanlarında kullanılmaktadır. Yazımızda bu kavramın ceza hukuku özelinde incelemesini yapacağız.
Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı bir iddianame düzenler. Bu belgede, ileri sürülen suç ve şüpheli ile ilgili detaylara yer verilir. Kovuşturma ise iddianamenin görevli ve yetkili mahkeme tarafından kabulüyle başlayıp hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi ifade eder.
Kovuşturma Ne Demektir?
Kovuşturma, hakkında ceza soruşturması tamamlanarak iddianame düzenlenen şahsın mahkemece yargılanarak ceza davasının hükme bağlandığı aşamaya verilen isimdir. Kovuşturma esasen bir ceza davasının baştan sona yürütülmesini ifade eder. Memur ve işçiler hakkında uygulanan ve çalışma düzeninin sağlanması amacını taşıyan disiplin soruşturması ve disiplin kovuşturması ise kendi kurallarına tabi olup konumuzun dışındadır.
Suç şüphesi soruşturmayı başlatır. Soruşturma, kamu davası açılmasını gerektirecek bir hal olup olmadığının belirlenmesi için delillerin toplandığı aşamadır. Bu nedenle uygulamada hazırlık aşaması olarak da adlandırılır. Kovuşturma ise toplanan delillerin ortaya koyulması, katılan, sanık ve iddia makamınca tartışılması ve tüm bunların sonucunda hukuka uygun deliller üzerinden maddi gerçeğe ulaşılması amacını taşır.
Kovuşturma Ne Zaman Sona Erer?
Ceza yargılaması sonucunda mahkeme tarafından bir hüküm verilir. Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkumiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararlarından biri verilir. Sanık hakkında verilen bu kararlardan birinin kesinleşmesi üzerine kovuşturma sona ermiş olur. Hüküm bazen kendiliğinden kesin olarak verilir, bazen de itiraz üzerine inceleme yapan merciin kararı sonucunda kesinleşmiş olur.
Kovuşturma Sürecini Hangi Mahkemeler Yürütür?
Kanun’a göre iddianamenin kabulünden hükmün kesinleşmesine kadar geçen evre kovuşturma evresidir. Bu durumda ceza yargılamasını yapan tüm mahkemeler kovuşturma sürecinin yürütülmesinde görev alır. Buna göre asliye ceza, ağır ceza, çocuk, çocuk ağır ceza mahkemeleri ile bölge adliye mahkemesi ceza daireleri ve Yargıtay ilgili ceza daireleri kovuşturma aşamasını yürüten adli mercileridir. Fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi, icra ceza mahkemesi gibi özel nitelikteki mahkemeler de kovuşturmada görev alır.
Kovuşturma ve Soruşturma Arasındaki Farklar Nelerdir?
- Hakkında ceza soruşturması yapılan kişi şüpheli; kamu davası açıldıktan sonra ise sanık olarak adlandırılır.
- Soruşturma aşamasında delillerin sadece toplanması önemlidir. Kovuşturmada ise bu deliller ortaya koyularak tartışılır.
- Kanunun başka hüküm koyduğu haller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir. Kovuşturma ise kural olarak açık yapılır.
- Kovuşturma CMK’da soruşturmaya göre daha detaylı düzenlenmiştir.
- Savcılık soruşturma yaparken delil toplar. Mahkemenin ise kovuşturmada böyle bir görevi yoktur.
- Soruşturma aşamasında uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir.
- Kovuşturulması şikayete tabi suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin şikayet hakkından vazgeçmesi kovuşturma evresindeki davayı düşürür. Kovuşturmaya geçilmeden önce ihbar ve şikayet konusu fiilin suç oluşturmadığının herhangi bir araştırma yapılmasını gerektirmeksizin açıkça anlaşılması veya ihbar ve şikayetin soyut ve genel nitelikte olması durumunda ise soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilir.
- CMK’da bazı suçlar hakkında uygulanması öngörülen seri muhakeme usulü savcılık ve mahkemede ifade alınmasını gerektirmekle birlikte, soruşturma aşaması içerisinde değerlendirilen bir özel yargılama usulüdür.
Kovuşturmaya Yer Olmadığı Ne Anlama Gelir?
Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hallerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Şüpheli hakkında kamu davası açılmasını gerektirir nitelikte, savunmasının aksine, somut, objektif, yeterli, inandırıcı bir delil elde edilemediği hallerde kamu adına bu karar verilir. Kovuşturmaya yer olmadığı kararının uygulamadaki adı takipsizlik kararıdır. İddianamedeki bir kısım suçlar hakkında bu kararın verilmesi ise ek takipsizlik kararı olarak adlandırılır.
Kovuşturmaya yer olmadığı kararı suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir. Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren on beş gün içinde kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine itiraz edebilir.
Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararını Kim Verir?
Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir. Cezayı kaldıran şahsi sebep olarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını gerektiren koşulların ya da şahsi cezasızlık sebebinin varlığı halinde ise Cumhuriyet savcısı kovuşturmaya yer olmadığı kararı verebilir. Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hallerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.
Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararının Sonucu Nedir?
Soruşturma aşamasında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğinde şüpheli serbest kalır. Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hakimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz. Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında Kanun’a uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen kişiler maddi ve manevi zararlarının tazminini Devletten isteyebilirler.
Kovuşturma Sürecinde Duruşma Hazırlığı, Duruşma, Delillerin Tartışılması ve Hüküm
İddianamenin mahkemece kabulüyle birlikte kamu davası açılmış olur ve kovuşturma evresinin işlemlerinin yapılmasına başlanır.
Duruşma Hazırlığı
Yargılamanın yapılacağı mahkeme belirlediği duruşma gününü, saatini ve yerini, savcılığın hazırladığı iddianameyi ve hedef süre formunu sanığa tebliğ ederek mazereti olmadığı halde duruşmaya gelmediğinde zorla getirileceğini, delillerin ortaya konulmasına başlanacağını, hakkında yakalama emri düzenlenebileceğini bildirir. Tebligatı alan sanık varsa savunma delillerini veya toplanmasını istediği delilleri mahkemeye sunabilir.
Esasen duruşma hazırlığı niteliğinde olmamakla beraber basit yargılama usulüne tabi olduğu değerlendirilen davalarda mahkeme sanığa duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceğini, susma hakkının bulunduğunu, tebliğden itibaren on beş gün içinde yazılı savunmasını vermesini, yasal şartların gerçekleşmesi ve yazılı olarak karşı çıkmaması halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceğinden, hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karşı çıkıp çıkmadığını bildirmesini ihtar eder. Benzer hususlar müştekiye de tebliğ edilir.
Duruşma
Kural olarak duruşmalar herkese açık yapılır ve ara verilmeksizin devam edilerek hüküm verilir. Hükme katılacak hakimlerin, Cumhuriyet savcısı ile zabıt katibinin ve zorunlu müdafilik hallerinde müdafiin duruşmada hazır bulunması şarttır. Kural olarak hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Fakat toplanan delillere göre mahkumiyet, ceza verilmesine yer olmadığı ve güvenlik tedbiri haricinde bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir.
Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanığın veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hallerde müdafiinin talebi üzerine, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir. Yine de mahkeme, sanığın hazır bulunmasına ve zorla getirme kararı veya yakalama emriyle getirilmesine her zaman karar verebilir. Hakim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda, aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle yurtiçinde bulunan sanığın sorgusu yapılabilir veya duruşmalara katılmasına karar verilebilir.
Cumhuriyet savcısı, müdafi veya vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avukat; sanığa, katılana, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya çağrılmış diğer kişilere, duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilirler. Sanık ve katılan da mahkeme başkanı veya hakim aracılığı ile soru yöneltebilir. Heyet halinde görev yapan mahkemelerde, heyeti oluşturan hakimler adı geçen bu kişilere soru sorabilir.
Tanıklar, tanıklıktan önce ayrı ayrı yemin ederler. Her tanık, ayrı ayrı ve sonraki tanıklar yanında bulunmaksızın dinlenir. Tanıklıktan çekinebilecek olan kimselere, dinlenmeden önce tanıklıktan çekinme haklarının olduğu bildirilir. Bu kimseler, dinlenirken de her zaman tanıklıktan çekinebilirler. Tanık, kendisini ceza kovuşturmasına uğratabilecek nitelikte olan sorulara cevap vermekten çekinebilir. Tanığa cevap vermekten çekinebileceği önceden bildirilir.
Duruşmada sanığın sorgusunun yapılmasının ardından kanuna aykırı olarak elde edilmiş, karar etkisi olmayacak bir olayın ispatını amaçlayan, sadece davayı uzatmak amacıyla ileri sürülenler hariç tüm delillerin ortaya koyulmasına başlanır. Sanığın tebligata rağmen mazeretsiz olarak gelmemesi sebebiyle sorgusunun yapılamamış olması, delillerin ortaya koyulmasına engel olmaz.
Delillerin Tartışılması
Ortaya konulan delillerle ilgili tartışmada söz, sırasıyla katılana veya vekiline, Cumhuriyet savcısına, sanığa ve müdafiine veya kanuni temsilcisine verilir. Hükümden önce son söz, hazır bulunan sanığa verilir. Bu aşamada zorunlu müdafiin hazır bulunmaması hükmün açıklanmasına engel teşkil etmez. Hüküm yalnızca duruşmaya getirilmiş ve huzurda tartışılmış olan delillere dayandırılabilir. Deliller hakimin vicdani kanaatiyle serbestçe takdir edilir. Yüklenen suç hukuka uygun her türlü delille ispat edilebilir.
Hüküm
Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür. İddianamede unsurları gösterilmemiş fiil ve faili hakkında hüküm verilemez. Suçun hukuki niteliğinin değiştiği hallerde iddianamede kanuni unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkası nedeniyle mahkumiyete hükmedilemez.
Kovuşturma Sicile İşler Mi?
5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’na göre hapis cezaları, hapis cezasının ertelenmesi, adli para cezaları, seçenek yaptırımlara mahkumiyet, hak yoksunlukları, şikayetten vazgeçme, yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilen mahkumiyet hükmü ve diğer bazı hallere ilişkin kayıtlar adli sicile kaydedilir. Kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak mahkeme, hakim veya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenmesi halinde verilmek üzere kaydedilir.
Disiplin suçlarına ve sırf askeri suçlara ilişkin mahkumiyet hükümleri, disiplin veya tazyik hapsine ilişkin kararlar ile idari para cezasına ilişkin kararlar adli sicile kaydedilmez. Kanun’da açıkça belirtilen hallerden olmadığı için sırf kişi hakkında devam eden bir kovuşturma olması sicile işlenme nedeni değildir. Bunun gibi beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın düşmesi ve davanın reddi kararları da adli sicile işlemez.
Kovuşturma Hangi Şüphe İle Başlar?
Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlayarak soruşturmasını yapmakla görevlidir (CMK m.160). Buradan kovuşturmanın başlayabilmesi için asgari ön şart olarak basit şüphenin var olması gerektiği anlamını çıkarabiliriz.
Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere Yeni Türk Ceza Adalet Sisteminde benimsenen, “Kişilerin Lekelenmeme Hakkı” ile “Eksiksiz Soruşturma ve Tek Celsede Duruşma” prensipleri uyarınca, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılarının makul sürede bütün delilleri toplamaları, sadece mahkumiyetle sonuçlanacağını değerlendirdikleri hususları dava konusu yapmaları; beraat ile sonuçlanacağını değerlendirdikleri eylemleri dava konusu yapmamaları gerektiği kabul edilmektedir.
Kovuşturma Nasıl Sona Erer?
Kovuşturma evresi kamu davasının sona ermesi ve sonrasında hükmün kesinleşmesi ile son bulur. Hüküm kesinleşene kadar kovuşturma evresi halen devam etmektedir. İtiraz, istinaf ve temyiz kanun yollarına başvuru imkanı bulunduğu sürece hüküm kesinleşmeyecek ve kovuşturma sona ermemiş olacaktır. Süresi içinde bu başvuruların yapılması hükmün kesinleşmesini engeller.
Soruşturma Olmadan Kovuşturma Olur Mu?
Kovuşturma iddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi; soruşturma ise Kanun’a göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi ifade eder. Kişi hakkında kovuşturma yapılabilmesi için öncelikle soruşturma aşamasının tamamlanması gerekir. Bu durumda soruşturma bitmeden kovuşturma yapılamaz.