Karabaş Mah. Müneccim Arif Sk. 25/1 İzmit/Kocaeli

Eksen Hukuk » Blog » İftira Suçu ve Cezası

İftira Suçu ve Cezası

İftira Suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Adliyeye Karşı Suçlar” başlığı altında belirtilen, bu kapsamda soruşturma ve kovuşturması kamu adına yürütülen, şikayete bağlı olmayan bir suç niteliğindedir. 

İftira

Madde 267

(1) Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması halinde, ceza yarı oranında artırılır.

(3) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

İftira suçunun hangi şekilde gerçekleşmiş olabileceği, artırım sebepleri ve gerçekleşme şartları aşağıda detaylı şekilde incelenecek olmakla birlikte, özellikle halk arasındaki “iftira” teriminin yanlış değerlendirilerek TCK’de yer alan suç ile karıştırılmaması gerekmektedir.

TCK kapsamında iftira suçu oldukça teknik inceleme gerektiren, bir kimseye fiil isnadında bulunan kişinin, o kişinin hukuka aykırı bir eyleminin olmadığını bilerek ve isteyerek fiil isnadında bulunmasını gerektiren bir suçtur.

Bu kapsamda bir kimse hakkında şikayette bulunulması sonucunda başlatılan soruşturmada Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verilmesi veya kovuşturma aşamasında beraatine karar verilmesi tek başına o kişinin bir iftira suçunun mağduru olduğu anlamına gelmeyecektir. Ancak yine de bazı durumlarda şikayette bulunan kişinin bunu bilebilecek olması durumunda, şikayet üzerine veya re’sen şikayette bulunan kişi hakkında iftira suçu nedeniyle soruşturma başlatıldığı günümüzde sıkça görülmektedir.

Bu kapsamda gerek bir kimse hakkında şikayette bulunurken, gerekse iftira nedeniyle ihbarda bulunacakken alanında uzman bir ceza avukatı, hukuki yardım almanız hak kaybına uğramanızı önleyecektir. 

İftira Suçu Nedir ?

İftira suçu, bir kimse hakkında adli soruşturma açılması, kovuşturmaya başlanması veya idari bir yaptırım uygulanması için yaptırım uygulamaya yetkili mercilere şikayet veya ihbarda bulunulmasıdır. Ancak iftira suçunun oluştuğunun kabul edilebilmesi için şikayet veya ihbarda bulunan kişinin, diğer kişinin aslında hukuka aykırı veya suç teşkil eden bir fiilinin olmadığını bilmesine rağmen şikayette bulunması gerekmektedir. 

İftira Suçunun Oluşması İçin Gerekli Şartları ve Suçun Kapsamı

İftira suçunun oluşabilmesi için, hiçbir hukuka aykırı eylemi bulunmayan bir kimse hakkında, hukuka aykırı fiili bulunmadığını bilerek ve isteyerek belirli bir fiil isnadı ile şikayet ya da ihbarda bulunulması, bu şikayetin idari veya adli yaptırım uygulamaya ya da olayı soruşturmaya yetkili bir merciiye yapılmış olması koşullarının birlikte gerçekeşmiş olması gerekmektedir.

Bu duruma ek olarak ve öncekilerden bağımsız olarak, iftira suçunun basın ve yayın yoluyla da işlenebilmesi mümkündür. Bu durumda ise kişi hakkında basın ve yayın yoluyla hukuka aykırı bir isnatta bulunulması koşullarının gerçekleşmesi gerekmektedir.

  • Hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi: İlk olarak iftira suçundan bahsedebilmek için, bir kimse hakkında şikayet veya ihbarda bulunurken, kendisine hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi, isnat olunan eylem; hakkında adli soruşturma, kovuşturma ya da idari yaptırım uygulanmasına sebebiyet verebilecek nitelikte olmalıdır. Konu hakkındaki detaylı örnekler aşağıda belirtilecek olmakla birlikte, bir kimse hakkında şikayette bulunurken bir fiil isnadında bulunulmamasına örnek olarak; herhangi bir detay vermeksizin “X’in suç işlediğini düşünüyorum.” şeklindeki ifade somut bir fiil isnadı içermediği için iftira suçuna sebebiyet vermezken, suç teşkil etmeyen bir eylemden ötürü; örneğin “eşim beni aldatıyor” şeklindeki bir ifade de; zina eyleminin bir suç olmaması veya idari ya da cezai bir yaptırıma tabi olmaması nedeniyle iftira suçuna sebebiyet vermeyecektir. 
  • Hakkında şikayette bulunulan kişinin hukuka aykırı bir fiilinin olmadığının, şikayette bulunan kişi tarafından bilinmesi: Daha önce de belirtildiği üzere, iftira suçunun oluşabilmesi için, şikayette bulunan kişinin, bir kimse hakkında haksız ve kötü niyetli olarak şikayet ya da ihbarda bulunması gereklidir. Şikayette bulunurken, o kişinin ilgili eylemi gerçekleştirdiğinde şüphelenilmesinde haklı ve makul bir sebebin bulunması halinde, hakkında soruşturma yürütülen kişinin böyle bir eyleminin olmadığının sabit olduğu tespit edilse dahi iftira suçunun işlendiğinden bahsedilemeyecektir. Bu kapsamda bir kişi hakkında verilen her takipsizlik kararı veya her beraat kararı, o kişinin bir iftira suçunun mağduru olmasına sebebiyet veremeyeceği görülmektedir. Yine de buradaki haklı ve makul sebebin varlığı, hangi koşullarda var olduğu kabul edilebileceği gibi durumlar oldukça teknik ve detaylı bir inceleme gerektirmektedir. 
  • Şikayet veya ihbarın, soruşturma ve kovuşturma yürütmeye ya da idari yaptırım uygulamaya yetkili bir merciye yapılması: İftira suçunun oluşabilmesi için yetkili bir merciye şikayet veya ihbarda bulunulması gerekmektedir. Yani kişilerin kendi aralarında geçen konuşmalar gibi; A’nın herhangi bir yetkisi olmayan B’ye, yalnızca C’yi kötülemek adına “C uyuşturucu kullanıyor” şeklindeki ifadesi iftira suçunu oluşturmaz. Ancak A’nın soruşturma yetkisi bulunan polis, jandarma gibi kolluk kuvvetlerine herhangi bir yolla C’nin uyuşturucu kullandığı yönünde bir ihbarda bulunması durumunda iftira suçunun oluştuğundan bahsedilebilecektir.
  • Basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçu: İftira suçu doğrudan ihbar veya şikayet yoluyla işlenebileceği gibi, diğer koşulların da gerçekleşmesi halinde basın ve yayın yoluyla bir kimse hakkında hukuka aykırı bir fiil isnadında bulunulması durumunda da iftira suçu gerçekleşmiş olur.

İftira Suçunda Zamanaşımı ve Uzlaşma

İftira suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 267. Maddesinde, “Adliyeye Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu kapsamda iftira suçunun mağduru hem kendisine bu suç işlenen kişi, hem de idari veya adli soruşturmayı gerçekleştiren kurumdur.

Bu sebeple ilgili suç kamu adına yürütülmekte olan, şikayete veya uzlaşmaya tabi olmayan bir suçtur. Ancak iftira suçunun işlenmesinin tespit edilmesinin üzerinden 8 yıl geçmesi ile iftira suçu dava zamanaşımına uğramış olması nedeniyle soruşturulamaz.

İftira Suçunun Cezası

TCK md. 267 kapsamında iftira suçunun işlenmesi durumunda bir yıldan dört yıla kadar, iftira suçunun nitelikli hallerinin; maddi eser veya delil uydurarak işlenmesi ya da iftira sonucunda mağdurun tutuklama ve gözaltı dışında bir tedbire maruz kalması halinde ceza yarı oranında artırılarak 1.5 yıldan 6 yıla kadar, iftirada bulunan kişi cezalandırılmaktadır. 

İftira Suçunda Etkin Pişmanlık

TCK 269 kapsamında iftira suçunun işlenmesi halinde sanığın etkin pişmanlık indiriminden hangi oranlarda faydalanabileceği, etkin pişmanlığın hangi süre içerisinde gerçekleştiğine göre farklılık göstermektedir.

Bu kapsamda;

  • İftira edenin, mağdur hakkında adlî veya idari soruşturma başlamadan önce, iftirasından dönmesi halinde, hakkında iftira suçundan dolayı verilecek cezanın beşte dördü indirilir.
  • Mağdur hakkında kovuşturma başlamadan önce iftiradan dönme halinde, iftira suçundan dolayı verilecek cezanın dörtte üçü indirilir.
  • Etkin pişmanlığın;
  • Mağdur hakkında hükümden önce gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisi,
  • Mağdurun mahkûmiyetinden sonra gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın yarısı,
  • Hükmolunan cezanın infazına başlanması halinde, verilecek cezanın üçte biri,

İndirilebilir.

  • İftiranın konusunu oluşturan münhasıran idari yaptırım uygulanmasını gerektiren fiil dolayısıyla;
  • İdari yaptırıma karar verilmeden önce etkin pişmanlıkta bulunulması halinde, verilecek cezanın yarısı,
  • İdari yaptırım uygulandıktan sonra etkin pişmanlıkta bulunulması halinde, verilecek cezanın üçte biri,

indirilebilir.

İftira Suçu ve Tazminat Davası

İşlemediğiniz hukuka aykırı bir fiilden dolayı hakkınızda soruşturma veya kovuşturma yürütülmesine sebebiyet verebilecek bir iftira suçuna maruz kalmanız veya aynı durumun basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, bu suçu işleyenlere yönelik manevi tazminat talebinde bulunabileceğiniz gibi, bu iftira nedeniyle uğramış olduğunuz maddi bir kayıp bulunması halinde bunun için de iftira suçunu işleyen kişiden maddi tazminat talebinde bulunabilirsiniz. Ancak iftira suçu başlı başına oldukça teknik bir alan olmakla birlikte, uğradığınız maddi ve manevi zararların bu suç ile arasında illiyet bağı olup olmadığı ve talep edebileceğiniz tutarlar çok daha detaylı bir inceleme gerektirmektedir.

Eksen Hukuk ve Danışmanlık Bürosu olarak alanında uzman ceza avukatı kadromuz ile birlikte müvekkillerimize şeffaf, detaycı ve profesyonel bir hizmet sunmaktayız. Alanında uzman avukatlarımız ile online olarak sitemizde bulunan iletişim yollarıyla irtibat kurabilir veya mesai saatleri içerisinde ofisimizi arayarak randevu oluşturabilirsiniz.

İftira suçunda hangi mahkeme yetkilidir ?

İftira suçunda yetkili mahkeme, iftira eyleminin gerçekleştirildiği yer mahkemesi olmakla birlikte, görevli mahkeme ise hakaret suçu, basit yaralama suçu, tehdit suçu gibi davaların da görüldüğü Asliye Ceza Mahkemesidir.

İftira suçu davaları ne kadar sürer ?

İftira suçunun gerçekleşebilmesi için gerekli koşulların oldukça fazla olması ve iftira sonucu mağdur hakkında yürütülen soruşturma ve kovuşturma gibi durumlar yargılamayı oldukça uzatmaktadır. Bu süreçte iftira suçunun işlendiğine yönelik bulgular, deliller ve hangi olayların hangi delillerle ispat edilebileceği gibi durumlar oldukça detaylı incelenmelidir.

Özellikle iftira suçunu işleyen kişinin, mağdurun hukuka aykırı bir eyleminin bulunmadığını bilerek ve isteyerek mağdur hakkında şikayette bulunduğunun hangi delille ispat edilebileceği önem arz etmektedir. Bu durumlarda alanında uzman bir ceza avukatından yardım almanız, şikayetinizdeki delillerin soruşturma ve dava sürecine oldukça büyük etki edeceği gözetildiğinde hak kaybına uğramanızı önleyecek ve yargılamanın uzamasını engelleyecektir. 

İftira suçuna örnek teşkil edecek durumlar nelerdir ?

İftira suçu örneklerinden birkaç tanesinden bahsedecek olursak:

  • Boşanma sürecinde olan baba B, anne A ile müşterek çocukları olan 4 yaşındaki C’yi kreşten aldığı sırada oyun oynarken düşmesi nedeniyle oluşmuş kolundaki morluğu görerek, bu durumu çocuğun velayetini kendisi almak adına kullanmak istemiştir. Çocuğu adına darp raporu alarak annesinin çocuğu dövdüğü yönünde savcılığa şikayette bulunmuştur. Bu durumda B’nin, A’nın hiçbir hukuka aykırı eylemi olmadığını bilmesine rağmen A hakkında, soruşturma yapmaya yetkili olan savcılığa yaralama nedeniyle şikayette bulunmuş olması, iftira suçunun işlendiğini göstermektedir. 
  • Evinin karşısında bulunan arsaya çöp ve moloz döküldüğünü gören A, hiçbir bilgisi olmamasına rağmen bu işlemi B’nin yaptığına yönelik Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne ihbarda bulunmuş ve daha sonra çöp ve molozları dökenin B olmadığı, başka bir şahıs olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda da B’nin bu eylemi yaptığına yönelik şüphelenmesini dahi gerektirecek bir sebebi olmayan A iftira suçunu işlemiş olur.

İftira Suçu Şikayet Dilekçesi

KOCAELİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

ŞİKAYETÇİ : A (TC:      )

ADRES :

ŞÜPHELİ : B (TC:      )

ADRES :

KONU :

AÇIKLAMALAR

Şüpheli B, hakkımda çocuğumu darp ettiğim iddiasıyla savcılığınıza …/…/…. Tarihinde şikayette bulunmuş, yapılan soruşturma sonucunda çocuğumun kolundaki yaranın bir darp sonucu değil düşme sonucu olduğu toplanan tüm delillerden tespit edilmiştir. 

Çocuğum C, küçük olsa da babasına benim onu darp etmediğimi söylemesine ve yaranın darp sonucu gerçekleşmeyeceği gözle dahi bakıldığında anlaşılmasına rağmen şüpheli B, aramızda süren boşanma ve velayet davasında kendini haklı çıkarmaya çalışmak için hakkımda böyle bir iftirada bulunmuştur. Kendisi de çocuğumu darp etmediğimi bilmektedir.

Yukarıda kısaca arz ve izah olunan nedenlerle şüpheli hakkında TCK md. 267 kapsamında iftira suçu ve savcılığınızca re’sen tespit edilecek suçlar hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak kamu davası açılmasını saygılarımla arz ve talep ederim…/…/……

İftira Suçu Yargıtay Kararları

  • Yargıtay 4. Ceza Dairesi 483/1089 18.02.1992 Sanığın mücevherlerini koyduğu yerde bulamayınca, iki gün süreyle evde çalışan boyacıların almış olabileceği şüphesiyle ilgili gerçek bir olayın soruşturulması amacıyla yaptığı şikayette, müştekinin suçsuz olduğunu bilerek suç yüklediğine dair kanıtlar gösterilip açıklanmadan, hükümlülüğüne karar verilmesi, bozmayı gerektirmiştir.
  • YARGITAY CEZA GENEL KURULU 2018/9-594 E.  2019/127 K.  21.2.2019 tarihli ilamında:

5237 Sayılı TCK’nın “Adliyeye Karşı Suçlar” bölümünde yer alan “İftira” başlıklı 267. maddesinin birinci fıkrası;

“Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği hâlde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idarî bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” şeklinde düzenlenmiştir.

İftira suçu, failin, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için, bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesidir. İftira suçunun konusunu hukuka aykırı fiil oluşturur. Bu fiilin suç oluşturması şart değildir. Disiplin yaptırımını veya başka bir idari yaptırımı gerekli kılan fiiller de iftira suçunun konusunu oluşturabilir. Hukuka aykırı bir eylemin gerçekleştirildiğine yönelik isnat yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunmak suretiyle yapılabileceği gibi basın ve yayın aracılığıyla da yapılabilir.

Özgü suç olarak düzenlenmediği için herkes tarafından işlenebilen iftira suçunda, hukuka aykırı fiil isnadının belli bir kişiye yönelik olması gerekir. Ancak isnada muhatap kişinin yapılacak bir araştırma sonucunda kimliğinin belirlenebilir olması yeterli olup isminin açıkça belirtilmesi zorunlu değildir.

İftira suçu failinin, isnat ettiği fiil gerçekte hiç işlenmemiş olabileceği gibi, işlenmiş olmakla birlikte kendisine isnatta bulunulan kişi tarafından işlenmemiş olabilir. Yine, kendisine isnatta bulunulan kişi tarafından hukuka aykırı bir fiil işlenmiş bulunmakla birlikte; iftira suçunun faili, bu fiilin karşılığında isnatta bulunulan kişiye verilecek yaptırımı ağırlaştıracak bazı eklemelerde bulunmuş olabilir. Bu durumlarda da iftira suçunun oluştuğunu kabul etmek gerekir.

Öte yandan, iftira suçunun oluşabilmesi için, iftira suçufailinin, hukuka aykırı fiil isnat ettiği kişinin bu fiili işlemediğini bilmesi gerekmektedir. Bu açıdan, iftira suçuancak doğrudan kastla işlenebilir. Ancak bu suçun oluşabilmesi için, doğrudan kast tek başına yeterli olmayıp; ayrıca failin hukuka aykırı fiil isnat ettiği kimse hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir müeyyideye maruz kalmasını sağlamak amacıyla hareket etmesi gerekir. Bu nedenle, iftira suçu açısından failde kastın ötesinde belirtilen amacın varlığı, bir başka deyişle özel kastın bulunması gerekmektedir.

Diğer taraftan, ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delillerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 Sayılı CMUK, gerekse 5271 Sayılı CMK, adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir değişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.

  • Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2016/475 K. Sanığın, işlediği suç sebebiyle yakalandığında kendisi hakkında soruşturma yapılmasını engellemek amacıyla kimliğini A. T. olarak bildirerek, bu kimlik bilgileriyle yakalama muhafaza altına alma tutanağı düzenlendiği anlaşılmakla; eylemin, bildirdiği kimlik bilgilerinin gerçekte var olan bir kişiye ait olması durumunda 5237 Sayılı TCY.nın 268/1. maddesi yollamasıyla, 267/1. maddesindeki “iftira” suçunu, gerçekte var olmayan kişiye ait olduğunun saptanması halinde ise, aynı Kanun’un 206. maddesindeki “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçunu oluşturacağı nazara alınıp, olayda da A. T.’ın gerçek kişi olduğu dosya kapsamından anlaşılmakla sanık hakkında iftira suçundan hüküm kurulduğu gözetilmeden unsurları itibariyle oluşmayan yalan beyan suçundan da ayrıca mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır.

Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşabilirsiniz !

Yorum Bırakın

Logo
0 262 331 07 59
Pandemi döneminde alanında uzman avukatlarımız ile online danışmanlık sürecini hemen planlayabilir, yanıtını merak ettiğiniz sorulara 7/24 ulaşabilirsiniz.
This is default text for notification bar