Toplumsal değerlerin korunmasını sağlamak ceza hukuku açısından temel amaçlar arasında değerlendirilmektedir. Güven de bu değerlerden biridir. Güveni kötüye kullanma, ya da eski tabiriyle emniyeti suistimal, bir kimsenin, karşısındakine duyduğu güveni hukuki korumaya almayı hedefler. Bu güvenin zedelenmesi ise ceza yaptırımına tabi tutulmuştur.
Tıpkı dolandırıcılık suçunda olduğu gibi bu suç da aslında birbirine güvenen taraflar arasında cereyan eder. Mevcut güven olgusu, güvenen kişinin iradesine aykırı hareket edilmesiyle kötüye kullanılarak ortadan kaldırılmış olur.
Suç, malvarlığına ve güven duygusuna yöneliktir. Güveni kötüye kullanma suçu, malvarlığına karşı işlenen suçlardandır.
Güveni Kötüye Kullanma Nedir ?
Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, cezalandırılır. (Türk Ceza Kanunu m.155)
Zilyetlik, bir malı, fiilen elde ya da hakimiyet alanında bulundurmak anlamına gelir. Zilyet olan kişinin malik olması şart değildir. Evin kiracısı, bir malı çalan hırsız veya bir arabayı geçici bir süre için kiralayan kişi de zilyettir. Zilyetlik mülkiyetin tüm yetkilerini kullanmak anlamına gelmez.
TCK m.155’teki tanım, devredenle devralan arasındaki ilişkiden yola çıkmaktadır. Burada, örneğin hırsızlık suçunun aksine, devredenin geçerli bir rızası vardır ve bu rıza, malın devir amacı dahilinde kullanılacağı ve nihayetinde kendisine iade edileceği yönündeki inanca dayanır. Devralanın, devrin amacının dışına çıkması veya devir olgusunu yok sayması ise bu inancı yani güveni kötüye kullanması anlamına gelir.
Güveni kötüye kullanma suçundan bahsedebilmek için devrin, devredenin rızası dahilinde yapılması gerekir. Devredenin korkutularak ya da hile ile devir yapmaya sevk edilmesi başka suçları ortaya çıkarır.
Devir amacının dışına çıkmak da devredenin iradesine aykırıdır. Komşunun emanet ettiği tavukları kesip yemek, bedelsiz ödünç alınan arabayı bir arkadaşa kiralamak buna örnektir.
Devir olgusunu inkar etmek ise iadeyi reddetmektir.
Güveni Kötüye Kullanmanın Cezası
Güveni kötüye kullanma suçunun temel şeklinin cezası altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası olarak belirlenmiştir.
Suçun daha ağır cezayı gerektiren şekli ise, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesidir. Bu durumda bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Suçun temel şeklinde şikayet şartı vardır; nitelikli halinde ise şikayet aranmaz.
Güveni kötüye kullanma suçunun işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. Bu noktada anonim şirketlerde avukat bulundurma zorunluluğu konusu ile bağlantılı olarak bir ceza avukatından yardım alma ihtiyacı gündeme gelebilir.
Güveni Kötüye Kullanmada Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık, suç işlenip ortaya çıktıktan sonra pişman olarak suçun olumsuz etkilerini ortadan kaldırmaya veya azaltmaya çalışmaktır. Etkin pişmanlık kişinin hür iradesinden kaynaklanır; harici bir etkiden değil.
Etkin pişmanlık tüm suç tipleri için uygulanmaz. Bir suç hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için mevzuatta açık düzenlemenin bulunması gerekir.
Şartları oluşmuşsa etkin pişmanlık cezanın indirilmesini ya da hiç ceza verilmemesini sağlar.
TCK m.168’de malvarlığına karşı suçların bir kısmı için ortak etkin pişmanlık hükmü öngörülmüştür. Buna göre güveni kötüye kullanma suçu tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde ceza indirilir.
Kovuşturmanın başlaması indirime engel değildir; ceza verilmeden etkin pişmanlık şartlarının yerine getirilmesi halinde ceza yine indirilir. Bu konuda hakime bir takdir yetkisi bırakılmamıştır. Etkin pişmanlık gösterildiği durumda cezanın indirilmesi emredici hüküm niteliğindedir.
Suç nedeniyle oluşan zarar kısmen geri verme veya tazmin şeklinde giderilmişse etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilmek için mağdurun rızasını da almak gerekir.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Zamanaşımı
Dava zamanaşımı ile ilgili genel kural, TCK m.66 ile getirilmiştir. Bu hüküm uyarınca güveni kötüye kullanma suçunun temel şekli açısından zamanaşımı sekiz yıldır. Burada suçun temel şeklinin şikayete bağlı suçlardan olduğu ve soruşturmanın yapılabilmesi için şikayetin devam etmesi gerektiğini hatırlatmalıyız.
Şikayete ilişkin süre (zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla) şikayet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar.
Aynı hüküm nedeniyle suçun nitelikli haline ilişkin zamanaşımı süresi ise on beş yıldır.
Güveni kötüye kullanma suçu devir amacının dışına çıkıldığı ya da devir olgusunun inkar edildiği anda meydana gelir. Devredenin ayrıca bir zararı aranmaksızın zamanaşımı, suçun tamamlandığı günden itibaren işlemeye başlar.
Güveni Kötüye Kullanma Örnekleri
- Kiraladığı aracı, kira sözleşmesinin bitiminde iade etmemek,
- Arkadaşının kendisine emanet ettiği ziynet eşyalarını çalındıklarını söyleyerek geri vermekten kaçınmak,
- Okumak için arkadaşından aldığı kitabı, kardeşine hediye etmek
gibi fiiller, güveni kötüye kullanma suçunu oluşturur. Bu gibi durumlarda Savcılık tarafından verilen “anılan fiillerin suç oluşturmadığı, ilişkinin özel hukuk kuralları içinde çözümlenmesi gerektiği” şeklindeki takipsizlik kararları hukuka aykırıdır.
Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu aslında güveni kötüye kullanma suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halidir. Tamir için kendisine bırakılan aracı, arkadaşının kullanması için ona kiralamak; görevlinin tiyatro salonunun girişindeki vestiyere bırakılan paltoyu kullanması bu suçu oluşturur.
Ceza, suçun temel şekline nazaran daha ağırdır. Güveni kötüye kullanma suçunun hizmet veya ticaret ilişkisi mevcut olduğu halde işlenmesi durumunda şikayet aranmaksızın bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunun Benzer Suçlardan Farkı
Malvarlığına karşı suçlar hakkında birçok ortak hüküm vardır. Bu suçlar birbirine benzer ve karıştırılır.
Güveni kötüye kullanma suçu ile hırsızlık suçunu birbirinden ayıran, devrin dayandığı güven olgusudur. Mal, mağdurun rızası olmadan alınıyorsa hırsızlık suçu meydana gelir.
Yağma (gasp) suçunda mağdur malını bilerek teslim eder. Fakat burada gerçek bir iradeden bahsedemeyiz; mağdurun seçme şansı yoktur. Bu da yağma ile güveni kötüye kullanma suçlarının ayrıldığı noktadır.
Dolandırıcılık suçu menfaat elde etmeyi amaçlayan hileli davranışlar içerir. Güveni kötüye kullanma suçunun mağduru eşyayı rızası ile teslim ederken, dolandırıcılık suçunda bu rıza bir takım yalanlar sonucu elde edilir.
Zimmet, irtikap, rüşvet gibi kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olmak ya da kişilere haksız bir menfaat sağlamak görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur.
Görevi kötüye kullanma suçu sadece kamu görevlileri tarafından işlenebilir. Her ne kadar ismen güveni kötüye kullanma suçuna benzese de şartları bakımından bu suçtan ayrılır.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Şikayet ve Uzlaşma Süreci
Güveni kötüye kullanma suçunun temel şeklinin şikayete tabi olduğundan ve nitelikli halinin re’sen soruşturulduğundan bahsettik. Resmi makamlar suçtan, suç duyurusu dilekçesi ya da ihbar ile haberdar edilir.
Suçun her iki şekli de uzlaştırma hükümlerine tabidir. Suçun nitelikli hali şikayete bağlı olmamasına rağmen Kanun’un açık hükmü gereğince uzlaştırma hükümlerinin uygulanacağı bilinmelidir.
Suçun temel şekli Ceza Muhakemesi Kanunu m.251 gereğince basit yargılama usulüne tabidir.
Uzlaşma süreci, kovuşturmaya yer olmadığı kararı ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı gibi her iki tarafı da ilgilendiren kararlara açık bir süreçtir. Uzlaştırma sağlandığı taktirde mağdur suçtan doğan zararlarının tazmini için hukuk mahkemesinde tazminat davası açamaz.
Şikayetin süre ile sınırlı olması, uzlaştırma sürecinin ise sonuçları düşünüldüğünde ceza avukatı yardımıyla sürecin yürütülmesi hak kaybını önler.
Güveni Kötüye Kullanma Suçu Şikayet Dilekçesi
KOCAELİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
ŞİKAYETÇİ : …
ADRES : … Mah. … Sok. … No: … İzmit/Kocaeli
VEKİLLERİ : Av. Görkem Ece LEBLEBİCİ & Av. Fatih AKTULUN & Av. Omay Cem ÇİÇEK
ADRES : Karabaş Mah. Müneccim Arif Sok. No:25/1 İzmit/Kocaeli
ŞÜPHELİ : …
ADRES : … Özel Servisi, İzmit Sanayi Sitesi, Sanayi Mah. İzmit/Kocaeli
SUÇUN NEV’İ : Güveni Kötüye Kullanma
SUÇUN TARİHİ : 19.11.2020
AÇIKLAMALAR :
1. Müvekkil, … adresinde klima, buzdolabı gibi soğutma cihazlarının tamiri ve yedek parça temini işi ile uğraşmaktadır.
2. Şüpheli şahıs da aynı sektörde çalışmaktadır ve Müvekkille bir süre iş ilişkileri olmuştur.
3. Şüpheli, suç tarihinde Müvekkile ait işyerine gelerek klima tamirinde kullanılan set halindeki hidrolik el presi adı verilen ve piyasa değeri 2.000 TL’yi bulan cihazı emanet olarak almıştır. Durum, işyerindeki emanet defteri niteliği taşıyan deftere de bizzat şahsın el yazısı ile kaydedilmiştir.
4. Cihaz, aradan geçen 4 ayı aşkın süredir Müvekkile iade edilmemiştir. Müvekkil bu süre zarfında muhatabına defalarca telefonla aramak ve mesaj göndermek suretiyle uyarılarda bulunmuştur. Şahsın tek yaptığı ise cihazın sahibini oyalamak olmuştur.
5. Girişimlerden sonuç alınamamasıyla gelinen bu noktada hukuki imkanlara başvurma zorunluluğu doğmuştur. Zararın tazmini ya da cihazın iadesi için icra takibi ve hukuk davası gibi yollara da ayrıca başvurulacaktır.
HUKUKİ NEDENLER : 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu m. 155 ve İlgili Mevzuat
HUKUKİ DELİLLER : Cihaza Ait Fatura, Emanet Defteri, Tanıklar ve Diğer Yasal Deliller
SONUÇ VE TALEP : Açıkladığımız ve re’sen tespit edilecek nedenlerle, şüpheli şahsın cezalandırılması için gerekli soruşturmanın yapılmasını vekaleten talep ederiz.
Şikayetçi Vekilleri
Av. Görkem Ece LEBLEBİCİ & Av. Fatih AKTULUN & Av. Omay Cem ÇİÇEK
Güveni Kötüye Kullanma Suçu Yargıtay Kararları
- Katılana ait suça konu … plakalı … marka, 1990 model aracı tamir için teslim alan sanığın, aracı tamir ettiği, katılanın aracı almaya gelmemesi üzerine söz konusu aracı dükkanının önünde bulunan açıklığa park ettiği, zaman içerisinde park hâlinde bulunan aracın parçalarının bir kısım şahıslar tarafından alındığı, bir kısım parçaların da sanık tarafından kullanıldığı şeklinde gerçekleşen olayda sanığın üzerine atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyeti yerine beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/4197 E., 2014/15524 K.)
- Suça konu evde, suç tarihinden önce sanığın oturmakta olduğu, ortaklığın giderilmesi davası sonunda satışına karar verilip, müşteki tarafından satın alındığı anlaşılmıştır. Sanığın evi tahliye ederken kapı, cam çerçeveleri, mutfak dolapları, yer döşemeleri, kalorifer tesisatını sökerek götürmesi, müştekinin müracaatı üzerine yakalanan sanığın, iddiaya konu malzemeleri sökmesi, suç tarihi itibariyle, miras sebebiyle iştirakin çözülüp, suça konu eve müştekinin tek başına malik olduğu, sanığın artık müştekinin mülkiyetinde olan ve aralarında yaptıkları taahhütname sebebiyle belli süre ve şekilde kullanmakta olduğu evin mütemmim cüz’ü niteliğinde bulunan kapı, cam çerçeveleri, mutfak dolapları, yer döşemeleri, kalorifer tesisatını tahliye sırasında sökerek götürmesi şeklinde gerçekleşen olayda fiilin Türk Ceza Kanunu’nun 155. maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanığın hırsızlık suçundan mahkumiyetine karar verilmesi bozma sebebidir. (Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/14716 E., 2016/7091 K.)
- Serbest muhasebeci sıfatı bulunmayan, bir süre muhasebeci yanında çalışan ve bir akrabasının Vergi Dairesinde şoför olarak çalışması nedeniyle Vergi Dairesine gidip geldiği için buradaki işlemlerin yapılmasında kendilerine yardımcı olacağı düşünülen sanığa mağdurların vergi borçlarını yatırması için değişik tarihlerde paralar verdikleri, sanığın bu paraları Vergi Dairesine yatırmadığı halde yatırmış gibi sahte vergi dairesi alındıları düzenleyerek mağdurlara vermesinden ibaret olayda, sanık ile mağdurlar arasındaki ilişkinin Borçlar Kanunu m.313 anlamında hizmet ilişkisi niteliğinde olmadığı, dolayısıyla TCK m.155/2 ile düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçunun unsurlarının oluşmadığı, eyleminin aynı maddenin 1. fıkrasında düzenlenen ve takibi şikayete bağlı olan güveni kötüye kullanmak suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır. (Yargıtay. 11. Ceza Dairesi, 2007/9989 E., 2008/1056 K.)