Malpraktis, bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeni ile, tıp biliminin gerektirdiği objektif özen yükümlülüğüne aykırı olarak tanı, teşhis veya tedavi gibi bütün aşamalarda uygulanan hatalı tıbbi müdahalelere verilen isimdir. Bu gibi durumlarda koşulların bulunması halinde hasta; hekim, hastane veya idareden tazminat talep edebilecektir.
Bununla birlikte hekimin de kusurunun niteliğine göre cezai sorumluluğu bulunmaktadır. Malpraktis kavramı, hukuki niteliği, tazminat koşulları ve benzeri konuların tamamı yazımızın devamında açıklanmıştır.
Malpraktis Nedir?
Tıbbi malpraktis, hastanın tanı ve tedavisi sürecinde tıp biliminin gerektirdiği özen gösterilmeden veya hatalı şekilde uygulanan tıbbi müdahalelerdir.
Hekimin uygulamış olduğu hatalı veya özensiz tıbbi müdahale nedeniyle malpraktis kaynaklı sorumluluğundan bahsedebilmek için hekimin bu müdahaleyi gerçekleştirirken kusurlu olması gerekmektedir. Bu kusurluluk hali tanı veya teşhis aşamasında olabileceği gibi tedavi aşamasında da gerçekleşebilir.
Nitekim burada kusurluluk, her hekimin uzmanlığı ve tecrübesi gibi durumlar dikkate alınarak farklı şekilde değerlendirilmektedir.
Örneğin öğretide uzman hekimden beklenen özenin pratisyen hekime nazaran daha fazla olacağı, hekimin uzmanlığı arttıkça kendisinden beklenen özenin de artacağı görüşü savunulmaktadır.
Ancak uygulamada hekimin malpraktisten kaynaklı hukuksal sorumluluğu bakımından ölçü olarak tecrübeli bir uzman hekimin standardı esas alınmaktadır.
Hangi tedbirlerin objektif olarak alınması gerektiğine ilişkin değerlendirme de özel hukukta makul ve tedbirli bir hekim, tecrübeli bir uzman hekim göz önünde bulundurularak değerlendirilir.
Doktor Hatasından Doğan Tazminat Hakkı
Hekimin tıp biliminin gerektirdiği objektif özeni göstermeyerek gerçekleştirdiği hatalı müdahaleler neticesinde zarar gören kişinin Türk Borçlar Kanununun ilgili hükümlerine göre tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır. Bu tazminatın ne şekilde, kimden ve hangi şartlarda talep edilebileceği yazımızın kalanında belirtilmiştir.
Malpraktis Davasının Hukuki Niteliği ve Dayanağı
Gerek tıbbi malpraktisten kaynaklı tazminat sorumluluğu, gerekse meslek mensuplarının sorumluluklarına ilişkin ayrı, özel hükümler sevk edilmemektedir. Bu kapsamda yapılan işlemin niteliği, özel hastanede mi yoksa bir kamu hastanesinde mi gerçekleştirildiği, uygulanması gereken tıbbi müdahalenin hatalı şekilde uygulanmasından mı yoksa onay verilmeyen ve uygulanmaması gereken bir işlemin uygulanmasından kaynaklı mı olduğu tazminat sorumluluğunun hukuki niteliğini değiştirmektedir.
Devlet hastanesinde görülmekte olan tedavi sürecinde malpraktis meydana gelmesi halinde sorumluluk özel hukuk kurallarına göre değil, idare hukuku ilişkisinden kaynaklanmaktadır.
Hizmet kusuru, “idarenin herhangi bir kamu hizmetini kurmasında veya işletmesinde meydana gelen kusurdur”. Bunun dışında bizzat kamu personelinin kusuru da söz konusu olabilir ki, bu kusur, görevle ilişkili olmayan veya dolaylı biçimde görevle ilişkili olan kusurdur. Bu duruma ise “kişisel kusur” adı verilir ve malpraktis ile bir ilgisi bulunmamaktadır.
Kamu hastanesine müracaat eden bir hasta ile hastane veya sağlık personeli arasında bir sözleşme ilişkisinden söz edilemez. Bu kapsamda tazminat sorumluluğu da sözleşme kaynaklı değil, idare hukukunda yer alan hizmet kusurundan kaynaklanmaktadır.
Özel muayenehanesinde hizmet veren bir hekim ile hasta arasında sözleşmesel bir ilişki bulunmaktadır ve malpraktis halinin gerçekleşmesi durumunda sorumluluk özel hukuk, TBK hükümlerinden kaynaklanmaktadır.
Genel olarak tıbbi müdahalelerde hekim ile hasta arasında kurulan sözleşme vekalet sözleşmesi olarak kabul edilmekteyse de, estetik operasyonlar gibi bazı durumlarda aradaki ilişkinin eser sözleşmesinden kaynaklandığından bahsedilebilecektir.
Özel bir hastaneye müracaat eden hastanın durumunda ise, hekim ile hasta arasında sözleşmesel bir ilişkiden bahsedilemez. Bu kapsamda hekimin hatalı tıbbi müdahalesi neticesinde oluşan hastanenin sorumluluğu, TBK’nin haksız fiil, adam çalıştıranın sorumluluğu ve ifa yardımcısının sorumluluğundan kaynaklanmaktadır.
Hekimin yanlış hastaya tedavi uygulaması gibi durumlarda ise ortada hasta ile hekim/hastane arasında hukuki bir ilişkiden söz edilemeyeceği için sorumluluk vekaletsiz iş görme hükümlerinden kaynaklanmaktadır.
Malpraktis Davası Nasıl Açılır? Malpraktis Davasında Görevli Mahkeme Hangisidir?
Malpraktisten kaynaklı tazminat davası açılabilmesi için öncelikle yukarıda açıklandığı üzere hekim/hastane ile hasta arasındaki hukuki ilişkinin niteliği belirlenmeli, kusur ve zarar durumları incelenmeli, talep edilebilecek tazminat kalemleri belirlenmeli, hak düşürücü ve zamanaşımına ilişkin süreler değerlendirilmeli ve dava tüm bu değerlendirmeler yapıldıktan sonra açılması gerekmektedir.
Bütün bu değerlendirmeler yapıldıktan sonra, bir kamu hastanesinde gerçekleşen malpraktisten kaynaklı tazminat davasında görevli mahkeme İdare Mahkemeleri, özel hastanede veya özel bir muayenehanede gerçekleşen malpraktisten kaynaklı tazminat davalarında ise görevli mahkeme Tüketici Mahkemeleridir.
Malpraktis Davasının Şartları
Malpraktisten kaynaklı tazminat davasının şartları, sorumluluğun idare hukukundan mı yoksa özel hukuktan mı kaynaklandığına göre değişiklik göstermektedir.
- Özel hukuktan kaynaklanan sorumluluk halinde:
- Hukuka Aykırılık : Gerçekleştirilen tıbbi müdahalenin objektif standartlarda tıp biliminin gerektirdiği özene aykırı veya hatalı olarak gerçekleştirilmesi
- Kusur : Tıbbi müdahaleyi gerçekleştiren sağlık personelinin ilgili müdahaleyi kast veya ihmal sonucunda kendi kusuru nedeniyle gerçekleştirmesi
- Zarar : İlgili tıbbi müdahale nedeniyle hastanın maddi/manevi zarara uğramış olması
- Nedensellik Bağı : Hastanın uğramış olduğu zarar ile tıbbi müdahale arasında illiyet bağı bulunması gerekmektedir. Örneğin tıbbi müdahale sonrasında başka bir etken nedeniyle oluşan zararda malpraktisten kaynaklanan bir sorumluluktan söz edilemez.
- İdare hukukundan kaynaklanan sorumluluk halinde:
- Zarar
- Kusur
- Nedensellik Bağı
Malpraktis Davasında Taraflar
Malpraktisten kaynaklanan tazminat davasının, kamu hastanesindeki tedavi sürecinde meydana gelmesi halinde idare aleyhine yöneltilmesi gerekir. Bu durumda Anayasa md. 129/5 gereğince doğrudan hekime tazminat davası yöneltilmesi mümkün değildir.
Özel hastanede görülen tedavi sürecinde gerçekleşen malpraktis durumunda ise açılacak tazminat davası, hastane aleyhine veya doktor aleyhine yöneltilebilir.
Doktor Hatasında (Malpraktis) Maddi ve Manevi Tazminat Açma Süresi
Malpraktisten kaynalı tazminat davası için zaman aşımı ve hak düşürücü süreler, sorumluluğun kaynaklandığı türe göre değişiklik göstermektedir.
Kamu hastanesinde görülen tedavide gerçekleşen malpraktis nedeniyle açılacak tazminat davasında sorumluluk idare hukuku hizmet kusurundan kaynaklandığından, İYUK md.13 gereğince zararın ve doktor hatasının öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve her halükarda olay tarihinden itibaren 5 yıl içinde idareye yazılı olarak maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulması gerekmektedir.
İdare, bu başvuruyu reddettiğine yönelik cevap verdiğinde bu cevabın tebliğinden, bu yazılı başvuruya otuz gün içerisinde cevap vermediği takdirde başvuruyu reddetmiş sayılacağından bu sürenin sonundan itibaren 60 gün içerisinde malpraktisten kaynaklı maddi ve manevi tazminat talepli tam yargı davası açılabilir.
Özel hastanelere veya bu hastanelerdeki hekim hatalarından kaynaklı olarak malpraktis nedeniyle maddi ve manevi tazminat talepli açılacak davalar haksız fiilden kaynaklandığından hastanın zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halükarda 10 yıl içerisinde açılabilir.
Sorumluluğun vekalet veya eser sözleşmesinden kaynaklanması halinde tıbbi müdahale tarihinden itibaren 5 yıl, vekaletsiz iş görme hükümlerinden kaynaklanması halinde ise 10 yıl içerisinde dava açılması gerekmektedir.
Komplikasyon ve Malpraktis Arasındaki Farklar
Komplikasyon, tıbbi müdahalenin gerekli objektif özen ve önlemler alınarak gerçekleştirilmesine rağmen hastada ortaya çıkan zararlar olarak tanımlanabilir.
Bu gibi durumlarda tıbbi müdahaleyi gerçekleştiren sağlık personelinin herhangi bir kusurundan söz edilemeyeceği için tazminat veya cezai sorumluluğundan da söz edebilmek mümkün olmayacaktır. Ancak, hastanın uygulanan tıbbi müdahale neticesinde oluşabilecek komplikasyonlar konusunda bilgilendirilmesi ve takibinin yapılması gerekmektedir. Hekimin bu sorumluluğunu yerine getirmemesi halinde de malpraktisten söz edilecek ve tazminat sorumluluğu ortaya çıkacaktır.
Malpraktis Davası Dilekçe Örneği
KOCAELİ NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE
DAVACI : ……………………. (TC: )
ADRES :
VEKİLİ : AV.OMAY CEM ÇİÇEK & AV. FATİH AKTULUN & AV.AYBİKE ONAT
ADRES : Karabaş Mah. Müneccim Arif Sk. No:25/1 İzmit/KOCAELİ
DAVALI : ……………………………………… A.Ş.
ADRES :
KONU :
ARB. DOSYA NO : 2023/….
H.ESAS
DEĞER : 201.000,00 TL (Fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik)
AÇIKLAMALAR
Müvekkil ………………….,’nin geçirmiş olduğu trafik kazası neticesinde bacağı kırılmış ve davalı ………………….. A.Ş.’ye ait …………………. Hastanesi ortopedi kliniğine …/…/…… tarihinde tedavi için başvuru yapmıştır. İlgili tedavisinde …./…./……. Tarihinde gerçekleştirilen ameliyat ile bacağına platin takılmışsa da, ilgili ameliyat sonrasında acı ve ağrıları artarak devam etmiş, devam eden muayenelerinde ise bu durumun normal olduğu ve zamanla düzeleceği söylenmiştir.
Daha sonra müvekkilin farklı hastanelere giderek muayene olması neticesinde birçok farklı hekim tarafından yapılan ameliyatın hatalı olduğu ve düzeltilmesinin çok riskli olduğu belirtilmiştir. İlgili raporlar ekte sunulmuştur.
Müvekkil uygulanan hatalı tıbbi müdahale nedeniyle neredeyse yürüyemez hale gelmiş ve ……………… Hastanesinden alınan …/…/….. tarihli Erişkinler için Sağlık Kurulu Raporunda da görüleceği üzere %14 kalıcı maluliyet meydana gelmiştir.
HUKUKİ DELİLLER : Tedavi evrakları, maluliyet raporu, hastane kayıtları ve epikriz raporları, tanık, bilirkişi, keşif, yemin, sair deliller.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda kısaca arz ve izah olunan nedenlerle, müvekkilin işgücü kaybı, tedavi giderleri ve sair maddi kayıplarına ilişkin fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazmınatın ameliyat tarihi olan …/…./……’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 200.000,00 TL manevi tazminatın ameliyat tarihi olan …/…./……’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini bilvekale talep ederiz.
Davacı Vekili